2 Ekim 2011 Pazar
Neden yazıyorum niye yazıyorum bilmiyorum. Ama içimde kalan söylemediğim o kadar şey var ki. Sustum. Bazı zamanlarda yargısız infazlar yapıldı ve yanlış adımlar atıldı. Hiç hak etmediğim şeyler duydum. Yine sustum. Ama gördüm ki zaman beni haklı çıkardı. Susmam evet işe yaradı. Yaradı yaramasına da benim için hala soğumadı. Hak etmemiştim. İçimdeki gittikçe büyüyor ve sıkıntı yapıyor. Patlamaya hazır bir bombayım sanki. Elbette benim de konuşacağım günler gelecek. Kin tutmuyorum, tutmam da.Ama olmuyor eğer bir yerlerde söylenmemiş şeyler varsa rahatsız ediyor. İstediğim tek şey sabır zamanı var her şeyin. Sana göre ben kaybettim, bana göre de sen kaybettin. Ama işin özü şu ki ben konuşsam da konuşmasam da zamanla göreceksin ortada hiçbir şey yokken çıkardığın olayın sonucunun nereye vardığı. Belki ben kaybettim belki sen kaybettin ama en fazla sen kaybettin.
13 Haziran 2011 Pazartesi
Haydi devam edelim yazmaya
Yazalım da ne yazalım? Aşk, kıskançlık, ihtiras, ihanet, huzur, mutluluk vs ? Peki ama hangisi? En iyisi bir yerden başlamalı:)
Aşk: Herkesin bir tanımı vardır elbette. Ama ben aşkı bölümlere ayırıp anlatmak istiyorum.
Öncelikle ilk akla gelen sevgiliye duyulan aşk:
Onu görme isteği, göremediğinde endişelenme, başkalarıyla konuştuklarını merak etme, gizliden gizliye ona bakma, hele bir de gözlerinin içine bakma.. İşte aşk o bence. Tanım çok yetersiz ama herkes bilir o anki hissi. Kalbim çarpar önce hafiften sıcak basar sonra, yüzün kızarır bir de yakalandıysan eğer ona bakarken kanındaki adrenalin en üst seviyeye gelir. Utanırsın belki ama o heyecanı her zaman yaşamak istersin. İşte bence sevgiliye duyulan aşk bu. Daha her şeyin başındayken kaçamak bakışların olduğu dönemdir aşk.
Aileye duyulan aşk:
Öcelikle anne var. Hepimiz minnettarız ona. Biliriz ki hakkını asla ödeyemeyiz. Elimizden gelen şeyse onu sevmek ve el üstünde tutmak. Başımızın tacı yapmak ama en çokta sevmek. Bizim annelerimize duyduğumuz şey sevgi evet ama o sevginin içinde öyle duygular gizli ki. Birden çok duyguyla bağlıyız ona. İşte bu yüzden hepimiz annemize aşığız.
Babalar, onların hakkını yememek lazım. Hele bir kız çocuğu isen. Karşı cinsten tanıdığın ilk kişidir. İlk aşkındır o senin. Fazla açıklayamam bunu ama her kız bilir. Hayatımda ki ilk erkek, babam, işte o benim ilk aşkım ve hayatımıza giren erkekleri babamızla kıyaslarız. Babamızın kokusunu ararız önce. Daha ne diyeyim ki ilk aşkım babamsa hayatıma giren diğer erkeklerde onu ararım.Düşünün bu nasıl bir aşksa hiç bitmiyor.
Kardeşler: Onlarınki apayrı. Her daim birbirimizi yesekte bir başkasına karşı kurt kesiliriz. Tek laf ettirmeyiz. Bu da koruyu aşk.:)
Aslında bence daha çok çeşit var ama şimdilik bu kadar yeter.
Bu gecelik bu kadar aşk yeter 14 Haziran 2011 Salı saat 00:06 daha sonra diğer başlıkla ilgileneceğim :)
Yazalım da ne yazalım? Aşk, kıskançlık, ihtiras, ihanet, huzur, mutluluk vs ? Peki ama hangisi? En iyisi bir yerden başlamalı:)
Aşk: Herkesin bir tanımı vardır elbette. Ama ben aşkı bölümlere ayırıp anlatmak istiyorum.
Öncelikle ilk akla gelen sevgiliye duyulan aşk:
Onu görme isteği, göremediğinde endişelenme, başkalarıyla konuştuklarını merak etme, gizliden gizliye ona bakma, hele bir de gözlerinin içine bakma.. İşte aşk o bence. Tanım çok yetersiz ama herkes bilir o anki hissi. Kalbim çarpar önce hafiften sıcak basar sonra, yüzün kızarır bir de yakalandıysan eğer ona bakarken kanındaki adrenalin en üst seviyeye gelir. Utanırsın belki ama o heyecanı her zaman yaşamak istersin. İşte bence sevgiliye duyulan aşk bu. Daha her şeyin başındayken kaçamak bakışların olduğu dönemdir aşk.
Aileye duyulan aşk:
Öcelikle anne var. Hepimiz minnettarız ona. Biliriz ki hakkını asla ödeyemeyiz. Elimizden gelen şeyse onu sevmek ve el üstünde tutmak. Başımızın tacı yapmak ama en çokta sevmek. Bizim annelerimize duyduğumuz şey sevgi evet ama o sevginin içinde öyle duygular gizli ki. Birden çok duyguyla bağlıyız ona. İşte bu yüzden hepimiz annemize aşığız.
Babalar, onların hakkını yememek lazım. Hele bir kız çocuğu isen. Karşı cinsten tanıdığın ilk kişidir. İlk aşkındır o senin. Fazla açıklayamam bunu ama her kız bilir. Hayatımda ki ilk erkek, babam, işte o benim ilk aşkım ve hayatımıza giren erkekleri babamızla kıyaslarız. Babamızın kokusunu ararız önce. Daha ne diyeyim ki ilk aşkım babamsa hayatıma giren diğer erkeklerde onu ararım.Düşünün bu nasıl bir aşksa hiç bitmiyor.
Kardeşler: Onlarınki apayrı. Her daim birbirimizi yesekte bir başkasına karşı kurt kesiliriz. Tek laf ettirmeyiz. Bu da koruyu aşk.:)
Aslında bence daha çok çeşit var ama şimdilik bu kadar yeter.
Bu gecelik bu kadar aşk yeter 14 Haziran 2011 Salı saat 00:06 daha sonra diğer başlıkla ilgileneceğim :)
5 Mayıs 2011 Perşembe
1 Mayıs 2011 Pazar
Uçtum Ben Güneşe
Güneşe uçmak.
Güneşin sıcaklığını hissetmek,
Hissetmek teninde.
Bunun için güneşe gitmek mi gerek?
Güneşe dokunmadan da insan o sıcaklığı hissedemez mi?
Hisseder hem de o kadar derinden hisseder ki
Bunu hissedebilmem için seni tanımış olmam yeterli.
Elimi ilk tuttuğunda
Hissettim, evet hissettim o sıcaklığı
tüm bedenimde
Alt tarafı elimden tutmuştun.
Peki sadece o anda mı hissettim?
Hayır.
Sonra ilk öpücük vardı.
O daha da farklıydı.
Elimi tuttuğunda güneşin yakılarındaysam
Öptüğünde güneş çok daha yakınımdaydı.
Bir de sevgin varsa ..
İşte o zaman güneş içimde olur.
Biliyorum güneş fazla sıcak
Tenimi yakmıştı.
İçimi yakmaz mı o zaman?
Hayır yakmaz.
Orada sen varsın çünkü
Güneş yakmaz ki o zaman
Isıtır içimi
ve seni..
O sıcaklık ise huzur verir.
Huzur mutluluk verir.
Mutluluk seni verir.
Sen de o sıcaklığı geri verirsin.
Bu böyle sürer gider..
Ben güneşe uçmadım
Güneş bana geldi.
Hoş geldi.
Öylesine özledim.
İnsan neyi, kimi özler?
-Sevgisini mi, alışkanlığını mı, mutluluğunu mu?
Hangisini?
Özledim ben de.
Neyi mi özledim?
Özledim işte.
Onu özledim.
Onda ne mi var?
Bilmiyorum.
Sevgi mi, alışkanlık mı, mutluluk mu?
Yoksa huzur mu?
Belki de hepsi.
Ya da bunlardan daha farklı bir şey.
Peki ama ne?
Ne, ne, ne?
Ne var bende?
Ne var onda?
Off!
Neden bulamıyorum cevabı?
Fazla mı soru soru sordum?
Farketmeden yine bir sor sordum.
Elimde değil.
Cevap bulana kadar soru sormaya devam edeceğim.
Cevabı ne zaman bulurum kimbilir.
Ama bulsam hemen
ne de güzel olurdu.
Kendimden emin bir şekilde
Evet özledim.
Özleme sebebim de bu.
Bunu söyleyebilmeyi o kadar çok istiyorum ki.
Ama şu anda istediğim şey ise,
Bir an önce yanında olmak .
İşte o kadar çok özledim ben seni..
28 Nisan 2011 Perşembe
eskisi gitti yenisi geldi :)
önceden vardı benim de bir blogum ama erişim engellendi ne mi yaptım inat değildi erişim yasağı kalkınca o hesabı iptal ettim şimdi burdayım, tekrar burda olmaktan mutluyum :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)